3 Mayıs 2011 Salı

ihtiras, erdem ve tövbesizler.

ben günahkar bir adamım. günahım hırsızlık değil fakat. zina yapmış, içki içmiş, kumar oynamış da değilim hayatımda. ben günahkar bir adamım; çünkü erdemlerimden başka hatırladığım hiçbir kiremit yok hafızamın damında.

ne sağanak yağmurlar gördü bu dam; ne yıldırımlar indi üstüne, ne ağaçlar yıkıldı! anlatmakla bitmez. ve hep aynı oldu benim yaptığım. her seferinde bizzat çıktım dama. kırılmış kiremitlerim için yaş döktüm; ki zaten ıslaktılar. melekler ağlıyordu; biliyorlardı onlardan biraz sonra bir daha hiç kullanılmamak üzere kurtulacağımı.

yeni, yepyeni kiremitler gelecekti yerlerine. günahlarım gibi kırık dökük, onlar gibi her yağmurda içeriyi ıslatacak biçimde olmayacaklardı. hatırlatmayacaklardı kendilerini her sonbaharda. ne zaman mutlu bir çift görsem bir iç çekmeme neden olmayacaklardı. orada bulunduklarını bilmeme dahi gerek olmayacaktı. günahlarım için ağlamadım değil; ama bu onları bir daha hatırlamamak üzere unutmama engel olmadı. yerlerine erdemlerimi koyup yeryüzünde gezen birkaç havariden biri gibi hissetmeme de engel olmadı utanmadan.

bana baktıkça günahlarını hatırlayacaklar, pişmanlıklarını... kimisi melek rolü oynayacak belki kıskanıp. yahut kimi protesto edecek, "ben buyum!" diyecek pişmanlığını en derinine gömmüş olduğu pervasızlığıyla. ya ben ne yapacağım? ne zaman yüzleşeceğim çehremin cehenneme yakın tarafıyla? ne zaman yanacak gözlerim günahlarıma kapanmanın cezasını çekmek üzere? orasını bilemem. ama korkarım ne yalancılar yanacak ne de cahiller, benim gibi tövbesizlerin yandığı kadar...

Einst hattest du Leidenschaften und nanntest sie böse. Aber jetzt hast
du nur noch deine Tugenden: die wuchsen aus deinen Leidenschaften.*

Bir zamanlar ihtirasların vardı ve onların kötü olduğunu söylerdin. Ama şimdi yalnızca Erdemlerin var: senin ihtiraslarından doğdular.

---
(*) Friedrich Nietzche, a.g.e.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder